KOCAELİ'DE BİYOGAZ ÜRETİM TESİSİ KURULUYOR

#

Cum, 07 Kas 2008 19:28:52

Kocaeli'de biyogaz üretim tesisi kuruluyor   
  
 
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK-MAM tarafından hazırlanan projeyle kurulacak tesiste, hayvansal ve bitkisel atıklardan enerji üretilecek.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu - Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK-MAM) tarafından yürütülen hayvansal ve bitkisel atıklardan biyogaz üretimi projesi için İzmit Atık ve Artıkları Yakma ve Değerlendirme (İZAYDAŞ) sahası içinde biyogaz tesisi kurulacağı bildirildi.


Kocaeli Büyükşehir Belediyesi?nden yapılan yazılı açıklamada, TÜBİTAK-MAM Kimya ve Çevre Enstitüsü tarafından yürütülen projeyle kurulacak pilot tesiste uygun saha belirlenerek, zemin etüt, stabilizasyon ve temel kazısının yapıldığı belirtildi.

Proje ile il sınırları içinde yer alan etlik, kuluçkahane, yumurta, damızlık tavuk çiftliklerinden çıkan altlıklar, hayvan yetiştiriciliği yapılan bölgelerdeki besi çiftliklerinden elde edilen gübreler, park ve bahçe atıkları, mezbahalardan çıkan işkembeler ile seralardan çıkan yeşil atıkların değerlendirilmesinin planlandığı ifade edilen açıklamada, şu bilgiler verildi:

?5 milyon 73 bin YTL?ye mal olacak projenin bütçesi, tamamen TÜBİTAK tarafından karşılanacak. 36 ayda hayata geçirilecek projede, hayvan dışkılarından yılda 2 milyon kilovat saat enerji üretilmesi planlanıyor. Ayrıca atıklardan organik gübre üretilmesi de sağlanacak. Kurulacak pilot tesis, İZAYDAŞ?a entegre olarak inşa edilecek.

Pilot ölçekli tesisin verimli ve güncel şekilde çalıştırılabilmesi, gerekli araştırma ve geliştirmelerinin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi amacıyla yaptırılan laboratuvar ölçekli prototip de kısa sürede tamamlanacak.?

kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/462791.asp

4638 defa izlendi | Toplam 1 Yorum , Yorum yazın


GÜNEŞ ENERJİSİNDE DEVRİM YARATAN MATERYAL

#

Cum, 07 Kas 2008 19:27:47

Güneş enerjisinde devrim yaratan materyal   
   
 
Amerikalı bilim adamları, güneş enerjisi elde etmede büyük bir engeli aşan bir materyal keşfettiklerini belirterek, bu melez materyalin güneş ışığındaki tüm enerjiyi soğurduğunu açıkladılar.

Ohio Üniversitesi'nden araştırmacılar, yakalanmalarını daha kolaylaştıracak biçimde elektronlar da üreten bu yeni malzemenin, elektrik ileten plastiği, molibdenum ve titanyum gibi metallerle biraraya getirdiğini söylediler.



Ohio Üniversitesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Malcolm Chisholm, "Böyle başka melez materyaller de var ama bizimkinin avantajı, güneş spektrumunun tamamını elde edebilmemizi sağlaması" dedi.

Güneş ışığının, çıplak gözle görülebilecek tüm renk spektrumlarını içerdiğini belirten araştırmacılar, gözün renk olarak yorumladığının, ışığın değişik enerji düzeyi veya frekansı olduğuna işaret ediyorlar.

Bugünkü güneş hücreleri yalnızca ışık frekansının küçük bir bölümünü yakalayabiliyor ve güneş ışığının içerdiği enerjinin küçük bir bölümünü elde edebiliyorlar.

Araştırmalarını Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayımlayan bilim adamları, yeni materyalin, ışıktaki enerjiyi bir seferde tamamıyla soğurabilen ilk malzeme olduğuna dikkati çekiyorlar.

KAYNAK: http://www.ntvmsnbc.com

3123 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


ORGANİK TARIM YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİ

#

Cum, 07 Kas 2008 19:26:38

Organik tarım yönetmeliği değişti   
  
 
Organik tarımda artık GDO ve türevleri kullanılmayacak.

Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte değişikliğe gidildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın değişikliğe ilişkin Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğe ''Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) tarafından veya bu organizmaların kullanımıyla üretilen, ancak GDO'ların kendisini içermeyen
maddeler'' olarak tanımlanan ''GDO türevleri'' ifadesi eklendi.


Buna göre, organik tarımda GDO veya GDO türevleri kullanılmayacak. Organik tarım faaliyetlerinin tüm aşamaları kayıt altına alınarak izlenebilirlik temin edilecek.


Organik bitkisel ürün yetiştiriciliği yapılacak alana geçiş süreci uygulanacak. Geçiş süreci tek yıllık bitkilerle mera ve yem bitkilerinde 2 yıl, çok yıllık bitkilerde 3 yıl olacak. Tek yıllık bitkiler ekim tarihi, çok yıllık bitkilerde hasat tarihi göz önüne alınacak.


Bir işletmede, organik tarım metoduyla üretilen ürünle aynı tür ve çeşitten olan ya da bu ürünlerden kolaylıkla ayırt edilemeyen konvansiyonel ürünler bir arada üretilemeyecek. Ancak, çok yıllık bitkilerin üretilmesi durumunda; müteşebbisin, işletmenin tamamını en geç 5 yıllık plan dahilinde organik üretime geçireceği taahhüdünde bulunması, her birimden hasat edilen ürünlerin ayrı ayrı yerlerde tutulmasını sağlayacak önlemlerin alınması, yetkilendirilmiş kuruluşun, ürünlerden her birinin hasadından en az 48 saat önce haberdar edilmesi, müteşebbisin, hasadın tamamlanmasından hemen sonra elde edilen ürünlerin kesin miktarıyla ayırt edici özellikleri konusunda yetkilendirilmiş kuruluşu bilgilendirmesi ve bu ürünlerin diğerlerinden ayrı tutulması için gerekli önlemlerin alındığını teyit etmesi hallerinde, geçiş dönemi planı ve müteşebbis tarafından taahhüt edilen önlemler yetkilendirilmiş kuruluş tarafından onaylanacak ve geçiş planı her yıl teyit edilecek.


Kullanılacak tohum, fide, fidan, anaç, misel, çelik, yumru gibi çoğaltım materyalleri organik tarım metoduyla üretilmiş olacak ve bu materyalin tohum olması halinde ana bitkileri en az bir kademede, çok yıllık bitkilerde vegetatif çoğaltım materyalinin anaç bitkileri en az 2 üretim sezonu süresince bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmiş olacak.


Hayvansal üretim birimi, mera ve yem üretimi için kullanılan arazilerle birlikte işletmenin tamamının eş zamanlı olarak organik üretime geçirilmesi söz konusu olduğunda; işletmenin mevcut olan hayvanlarına, yavrularına ve geçiş süreci başlamadan önce aynı zamanda yem üretimi için kullanılan araziler ve meralar için uygulanması ve hayvanların üretim biriminden elde edilen ürünlerle beslenmesi kaydıyla geçiş süreci 24 aya indirilebilecek.


Çiftçinin yemleri yalnızca organik üretimden sağlayamaması durumunda, konvansiyonel yem maddelerinin sınırlı oranda kullanılmasına izin verilecek. Her yıl izin verilen konvansiyonel yem maddeleri oranı, geviş getiren hayvanlarda izin verilen yüzde 10'dan 31 Aralık 2011'e kadar yüzde 5, diğer hayvanlarda ise yüzde 20'lik oran; 1 Ocak 2008'den 31 Aralık 2009'a kadar olan dönemde yüzde 10, 1 Ocak 2010'dan 31 Aralık 2011'e kadar olan dönemde yüzde 5 olacak. Bu uygulamalar yetkilendirilmiş kuruluşun izniyle yapılacak.

ORGANİK ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ

 

Arıcılık ürünleri, bu Yönetmelik hükümlerinin asgari 1 yıl uygulanması kaydıyla organik ürün olarak pazarlanabilecek.


Irk seçiminde, arıların yerel koşullara adapte olabilme kapasitesi, dayanıklılıkları ve hastalıklara karşı dirençleri göz önüne alınacak.


Yetkilendirilmiş kuruluştan önceden izin alınması kaydıyla, işletmenin sahip olduğu konvansiyonel arı kolonileri, organik arıcılığa geçiş amacıyla kullanılabilecek.

Yönetmelik hükümlerine göre üretim yapmayan arıcılardan sağlanan arı oğulları, 1 yıllık geçiş süreci içinde kullanılabilecek.


Sağlık veya felaket nedenleriyle yüksek hayvan ölümlerinin olması durumunda ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun kovanların mevcut olmaması halinde, geçiş sürecine tabi olmaları kaydıyla, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kovanların yeniden oluşturulmasına izin verilebilecek.


Kovanlar, kirlenmeye yol açması muhtemel olan, kent merkezleri, otoyollar, sanayi bölgeleri, atık merkezleri, atık yakma merkezleri gibi tarım dışı üretim kaynaklarından yeterince uzak olacak.

Kaynak:www.haberturk.com

3961 defa izlendi | Toplam 1 Yorum , Yorum yazın


ISI İZLEME ETİKETLERİ ARTIK TÜRKİYE'DE

#

Cum, 07 Kas 2008 19:25:29

Isı İzleme Etiketleri Artık Türkiyede..   
  
 
Wall Street Journal ?TEKNOLOJİ İNOVASYON ÖDÜLÜ? alan PakSense Isı İzleme Etiketleri artık Türkiye?de.

Gıda ürünlerinin sevkiyatı esnasında sıcaklık ve zaman verilerini kayıt eden PakSense Ultra Contact Etiketleri, sektörün alıştığı veri günlükleyicilerinden (data logger) farklı olarak 5 x 5 cm. boyutlarında ve yassı.

 Tek kullanımlık olan bu etiketler gıda ile temasa uygun olan özel kılıfı sayesinde doğrudan gıda üzerine yerleştirilebiliyor. Su geçirmeme özelliği ile donmuş ürünler ve canlı su ürünlerinin sevkiyatında ise PakSense Etiketleri tercih nedeni. Etiket üzerinde yer alan LED?ler sayesinde sevkiyat süresince sıcaklık limitlerinin ihlal edilip edilmediği bir bakışta anlaşılmakta. Ayrıca kayıtlı verileri detaylı ve grafiksel olarak bilgisayara indirilebilmek de mümkün.

Küçük boyutları sayesinde ürüne çok yakın olarak yapıştırılan bu etiket, ortam sıcaklıklarını kayıt etmek yerine ürünün yüzey sıcaklığını kayıt etme avantajı sağlıyor. Öyle ki canlı ıstakoz ihracatçısı EAST COAST SEAFOOD etiketleri ıstakozların kıskaçlarına iliştirerek bu değerli gönderinin uzun yolculuğu hakkında hassas ve detaylı bilgi edinmekte ve kayıplarını azaltmakta. Üstelik gerçek ve güvenilir sevkiyat bilgisine dakika dakika sahip olabilmenizi sağlayan bu marifetli etiket firmanıza özel olarak tasarlanabiliyor. İhracat sevkiyatlarını zda firma logonuz ve ürün resimleri uygulanmış akıllı etiketler ile ürünleriniz depolarda kolayca ayırt edilebiliyor. Kayıt süresi, sıcaklık aralıkları ve tüm teknik özellikleri de arzunuza göre ayarlanabilmekte.

Taze avokado üretim ve pazarlamasında dünya lideri CALAVO GROWERS INC.?in avokado ihracatlarında tercih ettiği PakSense Isı İzleme Etiketi aynı zamanda Amerika?nın ünlü perakende zincirlerinden ALBERTSON?S LLC tarafından tüm taze et ve deniz ürünleri sevkiyatlarında tedarikçilerinden bir zorunluluk olarak talep edilmektedir. Isı İzleme Etiketi taze meyve sebze ihracatında vazgeçilmez bir kalite kontrol elemanı gibi çalışmakta.

Yükleme ve boşaltma esnasında gıdanın yolculuğu sonrasında orjinal kalitesini koruyup korumadığı hakkında bilgi veren LED?ler zamandan tasarruf sağlayarak mal kabul personelinin işini kolaylaştırıyor. İrsaliyeye zımbalanabildiğ i gibi sorunlu bir durum tespit edildiğinde alıcı etiketi posta yolu ile detaylı inceleme için satıcıya gönderilebilmektedir .

Sedef Endüstriyel Ürünlerin distribütörlüğünü yaptığı PakSense akıllı paketleme çözümleri çabuk bozulabilir gıdaların kalitesi ve güvenliği hakkında gerçekçi kararlar verilmesini sağlıyor. Neredeyse masrafsız denebilecek bu akıllı etiket sayesinde reyon analizi yapmak ve sevkiyat aracı ısı grafiği çıkarmak da mümkün.

Bilgi için- www.sedef.com

3956 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


MADDENİN YENİ BİR HALİ BULUNDU

#

Cum, 07 Kas 2008 19:24:23

Maddenin yeni bir hali bulundu   
  
 
Kanada?da bulunan McGill Üniversitesi fizik bölümü araştırmacıları, maddenin yeni bir halini keşfettiler.

Üç-boyutlumsu elektron kristali hali, bilim insanlarının galaksiler arası boşluğun ısısından 100 kat daha soğuk ortamda inceledikleri, gündelik hayatta kullanılan elektronik cihazların modern transistörlerinde kullanan bileşenlere benzer bir malzeme içinde bulundu.


 Bulunan yeni hali yeryüzünde bulunabilecek en yüksek manyetik alanlara maruz bırakan bilim insanları, malzemenin iki boyutlu elektron sisteminden yarı üç boyutlu bir sisteme geçtiğini gözlemlediler. Transistörlerin yapısını geliştirebilecek yeni keşfin, mikroçipler üzerinde daha yüksek yoğunluk kullanılmasına olanak tanıyabileceği ve Gordon Moore?un 1965 yılında yayımladığı bilgisayar işlemcilerinin her iki yılda bir iki kat daha yüksek hızlara ulaşacağına dair teoriyi uzun bir süre daha gündemde tutabileceği öngörülüyor.

Madenin katı, sıvı ve gaz halinin dışında kalan tartışmalı plazma, bose-einstein yoğunlaştırması hallerine yeni bir hal daha eklendi. Üç-boyutlumsu elektron kristali (quasi-three-dimensional electron crystal) adı verilen yeni hal, bilgisayar işlemcilerinin hızlarının iki yılda bir ikiye katlandığını savunan Moore Kanunu devam ettirmeye olanak tanıyacak transistörlerin yapımını mümkün kılabilir.

kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/463476.asp

3154 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


ÇELİKTEN 500 KAT GÜÇLÜ, 10 KAT HAFİF KAĞIT

#

Cum, 07 Kas 2008 19:23:13

Çelikten 500 kat güçlü, 10 kat hafif kağıt   
   
 
Florida Eyalet Üniversitesi?nde üretilen karbon nanotüpten imal edilen kağıt, dünyanın en güçlü materyali ünvanını alacak gibi görünüyor.

Kanser tedavisinden gelişmiş elektronik cihazların imaline kadar geniş bir yelpazede kullanılan karbon nanotüpler, önümüzdeki on yıl içerisinde daha çok alanda karşımıza çıkacaklar. Özellikle de çelikten 10 kat daha hafif olduğu halde 500 kat daha güçlü bir kağıdın yapımında kullanıldıkları için.

 Florida Eyalet Üniversitesi?ne bağlı olarak çalışan Yüksek Performanslı Malzemeler Enstitüsü tarafından geliştirilen ince, filmsi görüntüsüyle oldukça dayanıksız görünen kağıt (Buckypaper), çelikten 500 kat sağlam yapıyı sağlayan karbon nanotüpler sayesinde geleceğin dayanıklı materyali olma konusunda büyük bir iddia ortaya koyuyor.

İnsanların saç telinden 50,000 defa daha ince olan karbon nanotüpler kullanılarak üretilen kağıt, hafifliği ve sağlamlığıyla öncelikle hafif, enerji verimi yüksek uçaklar ve otomobillerin üretilmesi için kullanılması öngörülüyor. Kağıdın daha sonraları daha güçlü bilgisayarlar, geliştirilmiş televizyon ekranları gibi ürünler için geliştirilebileceğini belirten araştırma görevlisi Ben Wang, buluşun seri üretime geçmesi durumunda özellikle havacılık endüstrisinde büyük bir devrim yaratacağının altını çiziyor.

Karbon nanotüpler, halihazırda tenis raketleri ve bisikletler gibi günlük yaşamda karşımıza sıkça çıkabilecek ürünlerin güçlendirilmesinde az miktarda olsa da kullanılıyorlar. Bu ürünlerde %1 ile 5 arasında kullanılan karbon nanotüpler, düşük miktarlarda kullanılmasına rağmen bu ürünlerin oldukça sağlam olmalarını sağlıyorlar. Buckypaper adı verilen kağıt üretilirken kullanılan karbon nanotüp oranı ise %50 olarak belirtiliyor.

Ürünü geliştiren Florida Eyalet Üniversitesi araştırmacıları, kağıdın kullanımının önündeki en büyük engelin, nanotüplerin ortaya çıkan son ürünün köşelerinde şekillendirmeyi ve birleştirmeyi neredeyse imkansız kılan yığınlar oluşturması olduğunu belirtiyorlar.


kaynak:  http://www.ntvmsnbc.com/news/463420.asp

2942 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


ATOMLAR ARASI BOŞLUĞU GÖSTEREN MİKROSKOP

#

Cum, 07 Kas 2008 19:21:56

Atomlar arası boşluğu gösteren mikroskop   
   
 
Dünyanın en gelişmiş ve güçlü -tanımlanamayacak kadar yüksek çözünürlüklü- elektron mikroskobu Kanada?da bulunan McMaster Üniversitesi için Hollanda?da geliştirildi.

Elektronlardan oluşan bir ışının örnek üzerine gönderilmesiyle görüntü elde eden elektron mikroskoplarının en güçlüsü Hollandalı FEI tarafından 15 milyon dolar bütçeyle üretildi. Mikroskop, McMaster Üniversitesi?nde bulunan Kanada Elektron Mikroskobisi Merkezi?ne yerleştirildi.

İncelenen numuneleri 2 milyon kat büyüterek gösterebilen elektron mikroskobu teknolojisini iki atom arasındaki boşluğu bile net olarak gösterebilecek seviyeye taşıyan yeni cihaz, Titan 80-300 Cubed olarak adlandırılıyor.

Yeni mikroskobun Hubble Teleskobuna eşdeğer bir izleme teknolojisini mikroskobik boyutlarda sunduğunu belirten McMaster Üniversitesi mikroskobi proje müdürü GianLuigi Botton, bu kadar yüksek çözünürlüklü bir mikroskoba sahip ilk üniversite olduklarını belirtti.

Mikroskobun günlük yaşamda kullanılan ürünlerin nanometrik boyutlarda incelenmesi ve verimliliklerinin arttırılması için yapılacak araştırmalarda kullanılacağını belirten üniversite görevlisi John Preston, yeni cihazın ayrıca elektronik ve telekomünikasyon cihazlarında daha hızlı ve yüksek kapasiteli bellek modülleri geliştirilmesi için kullanılacağını söyledi.


kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/463394.asp

 

3841 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


SİLİKON ÜZERİNDE NANOTEL CİHAZLAR GELİŞTİRMEK

#

Cum, 07 Kas 2008 19:20:10

Silikon üzerinde nanotel cihazlar geliştirmek   
  
 
Harvard (ABD), (Almanya)Jena ve Bremen Üniversitelerinden araştırmacılar nano tellerden oluşturulan fotonik ve elektronik tümleşik devrelerin ileride ticari olarak kitlesel üretimine olanak verecek yeni bir yöntem geliştirdiler.

Harvard (ABD), (Almanya)Jena ve Bremen Üniversitelerinden araştırmacılar nano tellerden oluşturulan fotonik ve elektronik tümleşik devrelerin ileride ticari olarak kitlesel üretimine olanak verecek yeni bir yöntem geliştirdiler.


Yarıiletken nanoteller (insan saçının binde biri kalınlığında çubuklar) ucuz kimyasal yöntemler kullanılarak büyük miktarlarda üretilebilir olmalarına karşın, onları işgörebilir devreler halinde bir araya getirecek güvenilir ve kontrollü stratejiler başlıca sorunu oluşturuyordu.

Araştırma ekibi, silikon devrelerin imalatında ve devre şemasının malzeme üzerine ışık kullanılarak aktarıldığı "fotolitografi" de kullanılan, "Spin-on-glass" (bir yalıtkan kaplama yöntemi) teknolojisinden yararlanılarak tümleşik nanotel cihazların silikon üzerinde nasıl büyük hacimde ve düşük maliyetle üretileceğini gösterdiler.

Bizim üretim yöntemimizin nanotellerin alt malzeme üzerinde geometrik düzenlenişlerinden bağımsız olması sebebiyle, daha ileride birleştirme işlemi için nano tellerin daha büyük alanlar üzerinde kontrollü olarak yerleştirilmesi ve hizalanması işlemlerinden birisini düşünüyoruz diyen araştırma ekibinden Federico Capasso, bu süreçlerin birleştirilmelerinin kısa süre sonra standart üretim düzeni içinde tümleşik "nanotel fotonik devrelerin" gereken kontrolünü sağlayacağını belirtiyor.



Ekibin nanotel aygıtlarının yapısı sandviç geometrisine dayanıyor; bir nanotel, alt ve üst temel bağlantı noktası olarak iş görecek oldukça iletken bir malzeme arasına yerleştirilir, "spin-on glass", malzemelerin birbirlerine değip kısa devre yapmaması için ayırıcı katman olarak kullanılır. Sonuç olarak akım nanoteller boyunca düzgün olarak akabilir. Bu aygıtlar ışık rengi kullanılan yarıiletken nanotel türüne bağlı olarak değişen LED'ler (ışık saçan diyotlar /light-emitting diodes) olarak iş görebilir.

Tekniklerinin ölçeklenebilirlik olasılığını göstermek için ekip, çinko oksit nanotelleri silikon katmanlar üzerinde kullanarak yüzlerce morötesi LED üretmiş.

Ekibin geliştirdiği yöntem nanotellerin elektronik ve fotonikte yaygın olarak kullanılan malzemelerden yapılabilir olması nedeniyle silikon teknolojisiyle birlikte morötesinden kızılötesine bütün tümleşik ışık saçanlar için büyük olanaklar vaadediyor.

Ekip, nanotelleri mevcut silikon katmanlar üzerinde elektriksel bağlantı elemanı olarak kullanmak amacıyla yeni yöntemleri üzerinde daha ileri geliştirmeler planlıyor.

Harvard Mühendislik Okulu ve Uygulamalı Bilimler'den Prof. Carsten Ronning, Bu gibi bir ilerlemenin, yüksek yoğunluklu optik iç bağlantılar oluşturmak için tasarlanmış son derece küçük nano boyutlarda lazerler veya çip üzerinde kimyasal algılayıcılar gibi tümleşik devrelerin tamamen yeni bir sınıfının geliştirilebilmesine öncülük edebileceğini vurguluyor.

Araştırmacılar buluşlarına ABD patenti almak için başvuruda bulunurken, araştırmanın sonuçları Nano Letters dergisinde yayımlanacak. Araştırma, (ABD) "National Science Foundation(NSF)" ile "German Research Foundation" tarafından destekleniyor.

Kaynak:

Harvard University (2008, May 11). Method For Integrating Nanowire Devices Directly Onto Silicon Developed. ScienceDaily. Retrieved May 12, 2008, from http://www.sciencedaily.com/
releases/2008/05/080508164412.htm  


http://bilimhaberleri.com/nano-teknoloji/silikon-uzerinde-nanotel-cihazlar-gelistirmek.html

3370 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU

#

Cum, 07 Kas 2008 19:18:25

Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu Sergisi ve Çalıştayları Yazdır E-posta
   
 
21. yüzyılda insanlığın kullanımına giren polimerik kompozit malzemeler üretimi ve kullanımı Türkiye?de ve dünyada önemi gittikçe artan her çeşit sanayide ve yaşamda geniş uygulama alanı bulan geleceği de şekillendirecek teknolojik malzemelerdir.

Sürekli gelişmekte olan bu alanda bilginin paylaşılması, uygulamaya aktarılması ve karşılaşılan sorunların tartışılması bilimsel ve teknik etkinliklerle sağlanmaktadır.

 42342124234.jpg

Bu nedenle Kimya Mühendisleri Odası adına Ege Bölge Şubesi koordinasyonuyla ilgili sanayici ve bilim çevrelerinin katılım ve katkılarıyla ilki ulusal düzeyde 2006 yılında düzenlenen I.Polimerik Kompozitler Sempozyum ve Sergisi iki yıl aradan sonra öneriler üzerine uluslararası düzeyde ?Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyum ? Sergi ve Çalıştayları? adı altında 28-30 Kasım 2008 Kasım tarihleri arasında İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilecektir.

Bu etkinlikte, hızla gelişmekte olan bir sektör olması nedeniyle sempozyuma paralel olarak gereksinim duyulan çeşitli konularda çalıştaylara ağırlık verilerek uygulamacılara ışık tutulması amaçlanmaktadır.

Sempozyumun ve serginin ana teması ?Dünyada ve Ülkemizde Polimerik Kompozit Sektörünün Durumu ve Önemi? olarak belirlenmiştir.

Konular

1- Polimerik Kompozitlerin Temel Yapı Malzemeleri

a-Termoset Reçineler (Doymamış poliester reçineleri, epoksi ve fenolik reçineler, vinil esterler, diğerleri)

b-Termoplastikler

c-Takviye elemanları (Cam elyafı, karbon elyafı, aramit elyafı ve vb., silikatlar, kalsit, diğerleri)

d-Yardımcı malzemeler ve Katkılar

2- Polimerik Kompozit Yapıları

a- tanecik dolgulu,

b- elyaf,

c- nano kompozitler,

d- diğerleri

3. Üretim teknolojileri

a- Yaygın yöntemler (Elyaf Sarma, RTM, pultruzyon, basınçla kalıplama, diğerleri)

b- Teknolojik gelişmeler (Nano teknolojiler, özel amaçlı kompozit üretimi, diğerleri)

c- Makine ve Ekipmanlar

4-Kalite Kontrol (Ölçme ve değerlendirme)

5. Sektöre İlişkin Mevzuat

a- Kalite yönetim sistemleri

b- Standartlar (Uluslararası ve ulusal)

6. Çevresel etki ve Atık Yönetimi

a- Atık giderme ve geri dönüşüm

b- İş sağlığı ve güvenliği

c- Teknik emniyet

7. Kompozit ürünlerin kullanımının etkinleştirilmesi ve ihracatı

8. Yeni Yaklaşımlar ve Tasarım

9. Eğitim

 

Detaylı bilgi için : http://www.polimerik-kompozit.com adresini ziyaret ediniz

3635 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


TÜRK MÜHENDİS YENİ BİR MİNERAL KEŞFETTİ

#

Cum, 07 Kas 2008 19:16:38

Türk mühendis yeni bir mineral keşfetti... Yazdır E-posta
Yazar derman pınar cogur   
Cumartesi, 01 Kasım 2008
İTÜ Kimya Mühendisliği mezunu Elif Genceli, Hollanda'da Delft Teknik Üniversitesi'ndeki doktora çalışması sırasında bir ilke imza attı.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kimya Mühendisliği mezunu olan ve halen Hollanda'da Delft Teknik Üniversitesi'nde kimya mühendisi olarak görev yapan Dr. Elif Genceli, doktora çalışması sırasında, Antartika buzulunda adını Meridianiite verdiği yeni bir mineral keşfederek uluslararası literatüre girdi.

Dr. Genceli, adını "Meridianiite" koyduğu ve formülü "MgSO4.11H2O" olan ve International Mineral Association'dan (IMA) onay alarak literatüre giren mineralin hikayesini şöyle anlattı:

"2005 yılında, MgSO4'ün (Magnezyum sülfat) düşük sıcaklıktaki molekül yapısı ?MgSO4.11H2O'nun bilimsel literatürde hatalı kayıtlı olduğunu bulmuştum. Molekülün mineral olduğunun ispatı için dünya üzerinde herhangi bir yerde doğal olarak oluştuğunun kanıtlanması gerekiyordu. Yaptığım araştırmada bunun Antartika buzulunda olabileceğini düşündüm. 2007 yılı Ocak ayında Japonya'ya gittim, orada Antartika buzulunda ve Hokkaido Adası-Saroma Gölü'ndeki deniz tuzunda bu minerali buldum."

Japonya'dan Hollanda'ya dönünce IMA'ya buluşa ilişkin bir teklif götürdüğünü anlatan Dr. Genceli, aynı zamanda NASA için çalışan Prof. Dr. Ron Peterson adlı araştırmacının da Kanada'nın kuzeyinde bir ağacın gövdesinde minerali bulduğunu öğrendiğini ve uzun görüşmeler sonucunda buluşun her ikisinin adına kayıt altına alındığını anlattı.

İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden merhum Prof. Dr. Osman Feyzi Genceli'nin kızı olan Dr. Elif Genceli, çocukluğundan beri hep araştırmaya özendirilerek büyütüldüğünü, konu üzerinde uzun süre ve sabırla çalıştığını dile getirdi.

Küçüklüğünden beri en büyük hayalinin akademisyen olmak olduğunu söyleyen Dr. Genceli, çalışmasında molekülü önce laboratuvarında sentezleyip sonra da Antartika buzulunda bulduğunu ifade etti.

Bu arada, kimya mühendisliği eğitimi alan, kristalizasyon ve ayırma teknolojileri alanında çalışmaları olan Dr. Genceli, bir minerolog olmamasına karşın NASA'nın bilim adamları ve güçlü olanaklarına karşı eş zamanlı yaptığı bu çalışmayla literatüre girerek, başarısının değerini bir kat daha artırdı.

Öte yandan Elif Genceli, doktor unvanını bu yılın Ocak ayında Hollanda Delft Teknik Üniversitesi'nden kendisine verilen üstün başarı ve onur derecesi (Cum-Laude) ile alırken, halen aynı üniversitede doktora sonrası çalışmasını sürdürüyor.

KAYNAK: http://www.ntvmsnbc.com

3181 defa izlendi | Bu Bloga Yorum Yazın


Uzerine.com  ©2005 Uzerine.com
Ana Sayfa | Bize Ulaşın | Gizlilik Sözleşmesi | Kullanım Şartları | Üye Girişi