SOS sinyali, 1912 Nisan'ında meydana gelen ve tarihin en büyük deniz felaketlerinden birisi olarak kabul edilen Titanik faciasından sonra ortaya çıktı. Kazadan önce gemilerin acil durumlarda kullandığı 'CQD' sinyali, çoğu kez yanlış anlaşılabiliyordu. Uzun süren tartışmalar sonucunda CQD sinyalinin yerine daha kolay anlaşılan SOS sinyali kabul edildi. 20. yüzyılın başında bazı gemiler sıkıntıda olduklarını anlatmak için mors alfabesiyle "İMDAT" yazıyor, bazıları da daha farklı tehlike sinyalleri yolluyordu. Standart bir sistem gerekiyordu. Ancak farklı ulusal çıkarlar ve telsiz şirketleri arasındaki rekabet işbirliğini kısıtlıyordu. Yetkililer Londra'daki ikinci radyotelegrafi kongresine başlamadan önce böylesine bir karmaşa vardı. Kongrede yoğun tartışmalar yapıldı ancak sonunda basit olan kazandı. Ne de olsa konu insan hayatlarının kurtarılmasıydı. Yöntem basitti fakat bu yöntemi kullanan telsiz sistemleri mükemmel değildi. Bunun en trajik örneği de Titanik faciasında yaşandı. Mors alfabesinde 3 çizgi ve 3 noktayla gösterilen SOS sinyalinin önemi, Titanik faciasından sonra ortaya çıkmıştır. Gelişen teknolojiyle beraber uydu telefonları ve GPS gibi uydulardan yararlanan yer belirleme sistemleri, Mors alfabesini ve 3 çizgi ve 3 noktayla gösterilen SOS sinyalini büyük ölçüde tarihe gömdü. |