Cildimizi bir mesaj taşıyıcısı olarak düşünebiliriz. Dokunduğumuz bir şeyin sıcak, soğuk olduğunu beynimize iletir. Hatta ayağımızın altındaki kayanın sert veya yumuşak olduğunu da iletir.

Bu zamana kadar bildiklerimiz basitçe bu sınırlardaydı. Ancak bilim adamları yeni bir çalışma ile, sinirler ve beyin ilişkisinin, düşündüğümüzden çok daha karmaşık olduğunu ortaya çıkardılar.

A.B.D.?nin Kuzey Karolina eyaletinde bulunan Wake Forest Üniversitesi araştırmacıları kaşınmanın, beyindeki anıları bir süre etkisiz hale getirdiğini ortaya koydular.

Dr. Gil Yosipovitch, kaşınma sırasında beyin aktivitesini izlemeye aldıkları araştırmanın, ?kaşımanın, kaşınma hissini nasıl geçirdiğinin yanıtını veren? ilk araştırma olduğunu söyledi.
Araştırma ekibi , toplam 13 sağlıklı insanın bacaklarının alt kısmını 30 dakika süresince aralıklı olarak toplam 5 dakika yumuşak bir fırçayla kaşıdı.

Bu esnada gruptakilerin beyinlerini Manyetik Rezonans yardımıyla izlemeye alan ekip, kaşıma sırasında beyindeki ?acıyı algılama ve hatırlamayla ilgili? bölgelerin aktivitesinin azaldığını saptadı. Kaşıma işleminin yoğunlaşması, beynin bu bölgelerindeki faaliyetini iyice düşürdü.

Dr. Yosipovitch, ?vücudun belirli yerlerini kaşımanın, aslında kaşınma hissi yaratan duyguları bastırarak rahatlama getirdiğini? düşündüğünü belirtti.

Araştırmacılar ayrıca, ?kaşındıkça kaşınmak istemenin? de nedenini buldular. Kaşınma eyleminin, beyindeki ağrı ve aynı zamanda kompulsif (tekrarlayan) davranışlarla ilgili bir bölgedeki aktiviteyi artırdığını saptayan uzmanlar, bunun ?sürekli kaşınmak istemenin? yanıtı olabileceğini kaydettiler.

Bu çalışmanın, tam olarak ?kaşınma isteği? duymayan insanlar üzerinde yapılması nedeniyle sınırlı sonuçlar verdiği, ancak bu sonuçların, sürekli kaşıntı yaratan egzama gibi kronik hastalıklara sahip kişilerin tedavisinde yararlı olabileceği de ayrıca açıklandı.