EPİLEPSİ
   Beyin hücrelerinin olağan elektrik akımı örüntüsünün, beynin işlevlerini etkileyecek kadar bozulması durumu, zorlayıcı bozukluklar oluşturur. Tekrarlanan zorlayıcı bozukluklar sara (epilepsi) olarak bilinir. Nöbetlerin dışında saralı pek çok kişi normal olarak işlevlerini sürdürebilir. Saradan zekanın etkilenmesi nedeniyle eğitim süreçleri saranın kontrol edilme ve anlaşılmasına ve yapılacak işlere ilişkin bilgileri içerir.
   Yüzlerce çeşit epilepsi nöbeti vardır. Ancak bunların içinden en çok karşılaşılanlar şunlardır:
Epilepsi Nöbetleri
   Kasılma: Hastalar, bu tip nöbetleri "büyük nöbet" diye adlandırırlar.
Çırpınmalı nöbetlerde bilinç birdenbire kaybolur, hasta yere düşer, kasları sertleşir. Nöbet esnasında solunum geçici olarak durabilir; ardından
kasları kasılıp gevşemeye başlar, dil ve yanak ısırılabilir. Solunum bir süre sonra normale döner. Nöbet sonrasında uyku hali olur, idrar ve büyük abdest kaçabilir. Nöbet geçiren kişiye        
yardım ederken sakin olmak gerekir.  Elbisesi sıkıyorsa gevşetilmelidir. Yine, hastanın başının altına yumuşak bir yastık konulması yararlı olur.

   Psikomotor (kısmî kompleks) nöbetler: Nöbetlerde hasta sarhoş gibidir. Sorulanlara cevap vermez, ya da anlamsız tek tük kelimeler kullanır. Çevresinde olan bitene ya tam ilgisizdir ya da şaşkınlık ifadeleri gösterir; ellerini ovuşturma, elbiselerini çekiştirme, üstünü başını ya da çevredeki örtü vb. eşyaları düzeltiyormuş gibi yapma ve aranma bu nöbetlerde sıkça görülen hareketlerdendir. Çiğneme, yalanma, ağız şapırdatma hareketleri de görülür. Bu sırada hastanın bilinci bulanıktır. Kendisine söylenenleri anlayamaz. Bu durumda yapılabilecek en büyük yardım, hastanın kendini yaralamasını önlemektir. Bunun için hastanın yanında kalmak, sonradan doktora doğru bilgi verebilmek için durumu dikkatlice gözlemlemek doğru olur. Fakat, hastanın her hareketini kısıtlamaya, onu bir yere oturtmaya çalışmanın yararı olmayacağı gibi, bu tür zorlamalar sıklıkla hastada ciddî direnmeye yol açabilir, hatta farkında olmadan hastanın yakınına zarar vermesine neden olabilir. Psikomotor nöbetler kısa süreli bir duraksama, şaşkınlık ve anlamsız bir iki sözcük mırıldanmadan ibaret kaldığında çevredekiler tarafından hiç fark edilmeyebilir. Bu tür nöbetler daha sonra hasta tarafından hiç anımsanmaz, ya da kısmen anımsanabilir.
   Dalma nöbetleri (küçük nöbetler): Genellikle çocuklar ve gençlerde görülür. Bu nöbetler hastanın yapmakta olduğu bir iş ya da konuşma sırasında anî olarak işi kesme, durgunlaşma, sonra kaldığı yerden devam etme şeklindedir. Örneğin, defterine yazı yazarken dalan kişinin, harf ya da sözcük atladığı, dalma bittiğinde kaldığı yerden devam ettiği izlenir. Nöbet sıklıkla saniyelerle sınırlıdır. Bazen nöbete göz kapaklarında ritmik titreşimler, başta hafifçe öne eğilme, ağız çevresi ve yüzde seğirmeler eşlik edebilir. Bu tür kısa süreli dalma nöbetleri çevredekilerin gözünden kolayca kaçabilir ya da önemsenmeyebilir. Oysa, bazen gün içindeki sıklığı yüzlerce olabilen dalma nöbetleri çocuğun eğitim başarısını ciddî biçimde düşürebilir. Çünkü bu nöbetlerde şuur kaybı tamdır ve hasta nöbet sırasında hiçbir şeyi fark etmediği gibi nöbeti de hiç anımsamaz. Bir öğrencinin sık dalma nöbetleri varsa defterlerindeki yazım kopuklukları ve yanlışları da dolaylı bilgi verebilir.
   Bunların dışındaki, diğer nöbet türleri içinde silkinme ya da sıçrama ile şekillenenlerin özel bir yeri vardır. Özellikle sabah uykudan kalktıktan sonra sıkça gelen bu nöbetler irkilme tarzında olup hastanın düşecek gibi olması ya da elinden fırça, çatal, kaşık düşürmesi biçimindedir. Aile tarafından daha çok "uyku sersemliği" şeklinde algılanabilen bu nöbetlerin başlangıcından bir süre sonra hastada büyük nöbetlerin çıkması mümkündür.

EPİLEPSİ HASTALARINA ÖNERİLER
   Tüm epileptiklere önerilen, öğün atlamamaları ve uzun süre aç kalmamalarıdır. Beslenme ile ilgili bir kısıtlama yoktur. Yalnız uykusuz kalmamaları gerekmektedir. Bu sebeple, uyku saatine yakın saatlerde çay, kahve içmemeleri önerilir. Epilepsisi olanların motorlu araç kullanması, sakıncalı olabileceği için, Türkiye'de yasaklanmıştır. Toplumun epilepsiye bakışı, eğitim seviyesinin yükselmesiyle değişmektedir. Epileptiklerin kendilerinde olduğu gibi, ailelerinde de psikolojik sorunlar vardır. Epileptik bireyle birlikte, bu konu ile ilgili olarak aile de eğitilmeli ve bilinçlendirilrnelidir.